Okul niçin yarıda bırakılır?

Okula devam etmemeyi istemek başka şey okula devam edememek başka şeydir. İlkinde çocuk ya da ergen okulu sıkıcı bulmakta ya da okumayı ve okulu sevmediğini söylemektedir. İkincisinde imkansızlıklar ya da baskılar nedeni ile çocuk ya da ergen okula gidememektedir. Benzer şekillerde de üniversite öğrencileride üniversite hayatlarına sürdürmektedirler.

Okul korkuları nasıl ki bir ruhsal rahatsızlık ise okulu sıkıcı bulmak ya da okulu istememekte büyük oranda bir ruhsal rahatsızlık belirtisidir.

Okula devamı zorlaştıran ruhsal rahatsızlıklar ağırlıkla hiperaktivite rahatsızlığı, depresyon hastalığı, manik depresif hastalık ve sosyal fobi olarak bilinen hastalıklardır.

Hiperaktivite (asırı hareketlilik) olarak bilinen rahatsizlikta yerinde duramama ve enerjiyi odaklayamama sorunu nedeni ile öğrenciler sorumluluklarını yerine getiremezler. Surekli hareket halinde olmak zorunda hissetmeleri sinirlandirmalara karsi gerginlesmelerine neden olur. Plan ve program dahilinde hareket etmelerini güçleştirir. Engellemelere karsi tahammülsüz olmalarina yol acar. Okul yasami bu çocuk ya da erişkinler icin cok sikici bir yere donusur. Okulu sikici bulduklarını ve sevmediklerini ifade ederler. Gerçekte ise okul hiperaktivite rahatsızlığı olan çocuklar için bir hapishaneden farksızdir. Baski altinda gibi hissederler kendilerini.

Depresyon hastalığında okula karşı isteksizliğin yanı sıra genel bir isteksizlikte vardır. Depresyon hastaligi gun içinde değişik saatlerde yaşanabilmektedir. Bir grup çocuk ya da ergende hastalik sabah ile oglen arasinda sürerken bir grup cocukta ise oglen ya da aksam saatlerinde sürmektedir. Depresyon hastalığı olan öğrenciler sabah kalkmakta güçlük çekmektedirler. Uykularini alamadigi hissini yasamakta ya da sabahlari yorgun kalkıp kendilerini gelmekte güçlük çekmekten yakinmaktadirlar. Sabah depresyonlarında isteksizliğin yani sıra ani çıkışlar ve öfkelenmelerde yaşanabilmektedir. Sabahlari olabilen istahsizlik ve gergin davranislar da depresyon hastaligi belirtlieri arasindadir. Sabah depresyonu yasayan öğrenciler sabahları okula gitmek istememektedirler.

Depresyon hastalığı öğlen saatlerinde olan öğrenciler ise bulundukları yer her neresi ise ordan uzaklaşmak istediklerinden okulu kırarlar. Ya disarda zaman geçirir ya da eve gelirler.

Depresyon hastaligini aksam ya da gece yasayan öğrenciler aksam eve geldiklerinde ders calismak istemeyebilirler.

Manik depresif hastalık olarak bilinen hastalığın değişik tipleri vardır. Bu tiplerden bazilarinda hipomanik ataklar bilinen donemler vardir. Bu dönemlerde bir enerji artısı ve hareketlilik, isteklerde ısrarcılık, sürekli bir şeyler anlatma, söz kesme davranışları, hesapsız davranışlar gözlenir. Bu donemde ders calisma isteğinde artış olabileceği gibi tam zıddı bir bicimde enerjiyi denetleyememe sonucu oyuna ya da boş vakit geçirip eğlenmeye odaklı bir hareketlilik söz konusu olabilir. Bu nedenle de okul sikici bir yere donusur.

Sosyal fobi de ise topluluklar içinde ve karşısında yaşanan huzursuzluk ya da sıkıntılı durum kişiyi bu türden kalabalıklardan uzaklaştırmaya yitmektedir. Hal böyle olunca sosyal fobik öğrencide bu huzursuzluğa katlanmak istemediği için okula gitmek iştemeyebileçektır.

Ruhsal rahatsizliklar genetik kökenli rahatsizliklardir. Ve hayatin bir aninda eğitimi , isi, ilişkileri ve hayat kalitesini etkileyecek hale gelebilmektedirler. Yasla birlikte artabilmekte ya da karakter değiştirebilmektedir. Sorunlar belirginleşmekte ya da daha önceden var olmayan yeni ve rahatsız edici davranışlar ortaya çıkabilmektedir.

Ruhsal hastalıklar tedavi edilebilen rahatsızlıklar dır. Bu nedenle okula karşı isteksizlik ya da ilgi kaybı başladığında buna neden olan hastalığın tedavisi okula devamı sağlayacaktır.

Scroll to Top