Yas Tutmak

Biri öldüğünde yas tutarız. Siyahlara bürünürüz. Acımızı diğerleride duysun diye. Ölüm bir doğa yasasıdır. Amenna kabulümüzdür. Gerçi bir çok doğa yasasını insan kendi lehine çevirdi. Belki de sırada ölüm var. Asıl anlamadığım yaşayan birinin ardından yas tutmak. Geçenlerde sokağın birinde tanıdık bir kadına rastladım. Siyah bir fular bağlamış boynuna. “Hayırdır” dedim. Net hatırlamıyorum şimdi, geçmiş zaman oldu. Çocukluktan gelen bir ilişkisi varmış. Bir ara ayrılıp yeniden birleşmişler. Sonra bakmış ki adam canını sıkıyor. Kesmiş biletini adamın. “Yaşayan bir ölüdür, şimdi o” dedi. “E, fular” dedim. “Yaşayan ölü için” dedi. Sonrasında “Neylersin” “Hayatın yasaları” “Zamanı ıskalamak” dedi. Daha çok şey dedi, anımsamadığım. Afalladım her şey rituellerine uygundu. Sokağın sonuna vardığımda, aklıma bir muziplik düştü. Bir ilişki acı mı verdi. Kes ipini diğeri zombiye dönüşsün. Cenazesine git. Siyahlar giy. Sonuç:
Sanığı, tanığı ve yargıcı kendin olduğun bir mahkemede “beraat” le sonuçlanan bir karar. Yerseniz.

Scroll to Top